İnternetin gitgide yaygınlaştığı ve insanların zihinlerinde kuralsızlığın, serbestliğin ve anarşizmin mümkün olduğu bu ortam insanların algılarını ve değerlerini değiştirmektedir. Ülkemizde katı ve kuralcı aile baskıları, esnekliği olmayan kestirip atmaların kişilerin iç dünyasında yarattığı isyan kolayca buralarda dile getirilebilmektedir. Önemli olan değişimi engellemeye çalışmak değil, değişimi kabul etmek ve doğru şekilde yönlendirmek hedefi ile bu sürece aktif olarak katılarak akışa dâhil olmaktır. Devamı için tıklayın.
Biz şahsen karakterlerin hikayelerinde olduğu kadar jest ve mimiklerinin çalışılmasında da psikologlardan destek alındığını düşünüyoruz. Bir kaç karakteri şemaları ile ele alabiliriz. Devamı için tıklayın.
İnsan akletme, düşünme, fikir üretebilme gibi özellikleriyle diğer varlıklardan ayrılmış özel bir canlıdır. Yaşamındaki biyolojik, fiziksel özelliklerinin yanında var olan ruhsal özellikleriyle de diğer canlılardan ayrılır. Diderot, “İnsan: hisseden, düşünen, dünya üzerinde özgürce dolaşan, hükmettiği bütün diğer hayvanların başında görünen, toplum içinde yaşayan, sanatı ve bilimi icat eden, kendine özgü iyilik ve kötülüğü olan, kendine efendiler oluşturan ve kanunlar yapan, vs. bir varlık.” der Ansiklopedi ’sinde. Tanım her bilim alanında farklı bir şekle bürünür. Örneğin; tıp biliminde, -en kaba tabirle- iki sinir sisteminden oluşan (çevresel ve merkezi sinir sistemi) canlı olarak tanımlayabileceğimiz insan; psikolojide ise ilk akla gelen tanımlardan biri düşünme ve muhakeme yeteneğine sahip çevresel olayları yorumlayabilen canlıdır. Önemli özelliklerinden biri ise kendini tanıyabilme, kendine dair farkındalık kazanabilme ve bunu tanımlayabilmektir. Kendini tanımak ne demektir? Devamı için tıklayın.
Masala göre 7 Cüceler toplumdan uzak bir yerde kendi kurdukları sosyal düzen içinde yaşıyorlar. Bu yönleri ile “Şirinler”le benzerlik gösterdikleri söylenebilir. Tabi Şirinler, 7 Cüceler’e göre daha gerçek dışı karakterler. Zaten Şirinlerin var olduğunu da düşünmüyoruz. Ya da ben uslu bir çocuk olamadığım için kendilerini henüz göremedim. Devamı için tıklayın.
Nasıl bir ailede dünyaya geldiğiniz ve nasıl bir mahallede doğduğunuz geleceğinizin şekillenmesi konusunda önemli anahtarları içeriyor. Devamı için tıklayın.
Anladığımız kadarı ile dedikodu bünyenin ihtiyacı. Bir araya gelindi mi "dedikodu saati" kendiliğinden oluşuveriyor. Önünü alamıyoruz. Yakın çevreden başlayıp çemberi genişlete genişlete devam ediyoruz. En son noktada ya süre doluyor ya da akşamsa uyuya kalıyoruz. Devamı için tıklayın.
Televizyon reklamları da çok izlenen programların geçim kaynağı. Bir dizi ya da yarışma programı ne kadar çok rağbet görüyorsa reklamı da o kadar uzun ve bol oluyor. “Acun Medya” bu konuda ülkenin piri sayılabilir. Günlerce aç kalmış bir grup insana “domates ekmek var yer misiniz?” diye sorsanız “ooo harikaaa” diye bağırmaları büyük ihtimal. Acun bu açlığı verimli bir reklam aracına çevirmiş. Devamı için tıklayın.
Bu sessizlik ve sıcağın içinde köyde tek başına dolaşan biri gözünüze çarpabilir. Üstü başı dağınık, toz ve çamur içinde kendi kendine konuşan bir adam. Ürkme ihtimaliniz yüksek. Devamı için tıklayın.
Yani Zeus'un tanrıların tanrısı olduğu, Apollo'nun müziğe ve güneşe hükmettiği, denizlerin dalgaların Poseidon'dan sorulduğu bu dinin öğretilerinden sadece bir kısmı. Öyle kuvvetli bir inanç ki bu tanrılar için tapınaklar inşa ediliyor. Devamı için tıklayın.
Bazı evlerde ütü baba mesleğidir; oğula miras kalır. Perde de asar, çiğköfte de yoğurur. Ama bu babaların değişik bir huyu vardır. Üzücü, yorucu ve kötü izler bırakan bir huy. Devamı için tıklayın.