İnternet ve Porno Bağımlılığı
15 Aralık 2017 CumaBireysel Danışmanlık
İnternet ülkemizde çok hızlı gelişmiş bir sosyal ortam olarak görülmekle birlikte sosyalleşme aracı olan internet sosyalleşmenin temel bazı etkenlerinin olmadığı sanal sosyalleşme diyebileceğimiz bir yeni iletişim biçimidir aslında. İnternet tipi sosyalleşmede gerçek kimliğimiz çok kısıtlı ve sadece bazı gösterilmek istenen yönleriyle ortaya konulur. Gizlemek, gizlenmek veya farklı göstermek çok kolaydır, çok mümkündür ve belki de kendimizi sunuşumuzu bu şekilde değiştirmek çok cezbedici geldiği için internetten sosyalleşen her insan bir noktaya kadar kendini farklı ortaya koyar. Fakat internette sosyalleşmede göz iletişimi ve beden dili yoktur. Bu temel iletişim kanalları iletişimde duyguları ortaya çıkaran ve duygu seviyesinde iletişime girmemizi sağlayan iletişim kanallarıdır. Gerçek kimliğimizi hatırlarız ve karşımızdaki kişinin gerçek kişiliğini görürüz ve hissederiz. Bunun devreden çıktığı internet iletişiminde kimlikler yapı değiştirip belirsiz(muğlâk) hale gelirler. Bu hem kendi sunduğumuz kimliğimizin karşımızdaki algılanması için geçerlidir hem de karşımızdakini anlamaya çalışırken gelen bilgilerin sınırlı olmasından dolayı geçerlidir.
Türkiye Facebook kullanıcısı olarak dünyada 9. Sırada değerlendirilmiştir. Facebook tarafından açıklanan son rakamlara göre Hindistan, ABD’yi geride bırakarak en çok profile sahip olan ülke oldu. Rapora göre Türkiye, sıralamada 9. olurken, İstanbul ise en çok kullanıcısı bulunan şehir klasmanında 5. sırayı elde etti.
İnternetin gitgide yaygınlaştığı ve insanların zihinlerinde kuralsızlığın, serbestliğin ve anarşizmin mümkün olduğu bu ortam insanların algılarını ve değerlerini değiştirmektedir. Ülkemizde katı ve kuralcı aile baskıları, esnekliği olmayan kestirip atmaların kişilerin iç dünyasında yarattığı isyan kolayca buralarda dile getirilebilmektedir. Önemli olan değişimi engellemeye çalışmak değil, değişimi kabul etmek ve doğru şekilde yönlendirmek hedefi ile bu sürece aktif olarak katılarak akışa dâhil olmaktır.
İnternette cinsellik ve pornografi insanlar üzerinde şok edici etki bıraktığı için etkilidir. Bu şok edici etki çok kolay bir şekilde cinsel içeriklerle karşılaşabilmek ile başlar. İnsani ilişkide yakınlaşmanın temellerinde yer alan emek, sorumluluk, duygusal temas ve en temeli göz teması gibi iletişim yolları atlanır. Doğrudan çıplak bedenlerin görüntülenmesi ve sadece cinsel organların odak noktasında olması sanki cinselliğin iki insan arasında değil de iki cinsel organ arasında gerçekleştiği izlenimi vermektedir. Bu yanılsama ve şok edici ortam ve şekillerde görüntülerin sıralanması duygusal olarak seyreden kişiyi sarsmakta ve duyarsızlaştığı noktalarda en azında etkilemekte ve değiştirmektedir. İnsanların cinsel içerikli görüntülerin uyarıcı etkilerine bağımlı kalmaları veya kendilerini uzaklaştırmada zorlanmaları bu görüntülerin duygu durumlarını müthiş hızlı bir şekilde değiştirmelerinden kaynaklanır. Cinsel zalimlikler, hayvanlar, farklı nesneler, küçük çocuklar vd. akla gelebilecek her şey bu cinsel zevkin nesnesi (ya da halk dilinde cinsel zevkin malı) olmaktan kurtulamaz. Ezilen duyguların bizi durdurduğu her ne davranış varsa burada “SANKİ” yapılabilirmiş gibi ve bunu kabul edecek insanlar bulunabilirmiş gibi algılanabilir. Bu sanal yanılsama dünyasının bizi sürüklediği noktada en azında küçük bir “DUR” demek için kendimize bir nefeslenme aralığı vermeliyiz. Benliğimizi ve varoluşumuzu yönetmek bizim sorumluluğumuzdur. Eğer kafamızdaki düşünceler bizi yönetmeye başladıysa bağımlılık başlamıştır.
Cinselliğin doğadaki bütün canlıların (insan dahil) bir parçası olduğu ve her canlının kendi bedeninden zevk alma hakkı olduğu kabul edilerek cinselliğe yaklaşmak temel hak olarak görülmelidir. Çıplaklık veya giyiniklik bir üstünlük veya aşağılama unsuru değil doğal varoluşumuzun farklı görüntüleridir. Bulunulan yer ortama göre anlam kazanır. Cinsellik başlı başına bir yaşam alanı değil insan yaşamının içinde küçük bir parçadır. Buraya atfedilen gizlilik, korkular, kaçınmalar, güç savaşları kültürel ve zihinsel ürünlerdir. Doğal olanı doğal şekilde yaşamaktır insanca olan.
İnsanca bir temas içinde bulunmanızı dilerim, her alanda.
Psikolog Gökhan Can