Mide ameliyatı aşamasını geçtiğiniz takdirde yeni bir süreç başlıyor. Zaman dilimlerine bölünmüş kilo verme hedefleriniz var. Her defasında tartıya çıkan hastalarla birlikte biz de heyecan yaşıyoruz. Hedefi tutturamayanların odadaki heyecanlı bekleyişine biz de ortak oluyoruz. Devamı için tıklayın.
İstismar ve şiddet vakalarını, en iyimser ihtimalle çok yüzeysel boyutlarda ya da sonuçları üzerinden tartışıyoruz. Keşke bununla sınırlı kalsa! Ne yazık ki istismar vakaları toplumun farklı cephelerindeki insanlar tarafından ideolojik bir zeminde tartışılır olabiliyor. Cephe diyorum çünkü; yaşanan ayrışma ve kamplaşmalar artık cepheler oluşturmuş durumda ve insanlar buradan birbirlerine ateş ediyor. İstismar gibi can yakıcı bir konuda bile akıl ve vicdanlarımızı rafa kaldırıp ”ist” ler ve “izm” leri karıştırmadan konuşamıyoruz. Samimiyetimizi kaybettik. Devamı için tıklayın.
Okul bitmiş, yaş 25 olmuş. Okuduğun bölümün ne işe yaradığını anlatmaktan dilinde tüy bitmiş. Anlattıktan sonra anlayanların “aaa sen psikoloji mi okudun? Bizim yeğen altına kaçırıyor, ne yapsak acaba?” soruları ile muhatab olunmuş. Bütün eski arkadaşlar uçup gitmiş. Kampüs mutlulukları, gece buluşmaları son bulmuş. Artık sadece birilerinin kınasında ve nişanında ister istemez çekilen halaylar var, bir de “çirkin” çıktığın toplu fotoğrafları paylaşan kendini bilmez arkadaşlar. Devamı için tıklayın.
Maalesef dünya umut ettiğimiz kadar güzel bir yer değil. Hem doğada hem de insanın toplumsal hayatı içinde “adil” diyebileceğimiz bir düzen yok. Dengeli bir gidişat seyrediyor olabiliriz. Ancak nihayetinde zayıf olanın kaybettiği ve kaybedişine seyirci kaldığımız bir gezegendeyiz. Devamı için tıklayın.
Falcıların çok para kazanmasının sebebi de bu merak. Özellikle isli puslu ve muallakta kalmış noktaları anlatanları daha bir dikkatlice dinliyoruz. Bizim hakkımızda analiz yapan insanları can kulağı ile takip ediyoruz. Devamı için tıklayın.
Aslında başlığımız Dolores O'Riordan olacaktı. Ama bizler onu Cranberries'in Solisti olarak tanıdık ve sanırım hep öyle kalacak. 80 ve 90 doğumlu olan bir çok kişinin parçalarını bir yerlerde mutlaka duyduğu bir isim. Ya bir kafede, ya üniversitenizin kantininde ya da bir arkadaşınızın evinde mutlaka denk geldiğiniz meleksi bir ses. Devamı için tıklayın.
Bu hikaye Instagram’ın 24 saat süreli paylaşım yapılan “Story” bölümündeki hikaye değil. Bizzat içinde bulunduğum, zamanımı alan, insanları anlamamı sağlayan, “Yahu bir insan 2 saat ne yapar Instagram’da?” sorularıma cevap veren bir hikaye. Devamı için tıklayın.
Zamanı deneyime katmayı, içinde yaşanılan anı, farkında olunan ve bilinçli farkındalıkla yaşanan bir zaman dilimi olarak yaşamayı hayatımızın büyük zaman diliminde gerçekleştiremeyiz. Kendimizle ilgili öykülerin öncesine, sonrasına veya öykü esnasında doğrusal saat zamanını yerleştirmek kolaydır. Şu anda olan deneyimlere öznel zamanın nasıl yerleştirileceği daha az nettir. Bu öznel zaman olmadan, şu an sırasında ard arda yaşanan olayları birbirine bağlayıp, tamamen tutarlı bir deneyime asla çeviremeyiz. Devamı için tıklayın.
Hayat ile bağlantımız çok farklı dengeler ve dengesizlikler üzerinden şekilleniyor. Çok yorgun bir günün ardından tek istediğimiz, yoğunluktan ve uzun zamandan beri devam eden yaşamın birikmişliklerinden uzaklaşmak olabilir. Kendimizle kalmak, kendimizi dinlemek isteyebiliriz. Binlerce yıldır var olan yoga, meditasyon veya dini ritüelleri bu konuda bize yardımcı olacak şekilde kullanıyor olabiliriz. Devamı için tıklayın.
Beden, insanların ilkel zamandan beri kullandığı en sadık müzik enstrümanıdır. Bunu güncelleyerek ve şekillendirmeyle belirli konular için kullanılması 1970 tarihinden itibaren Keith Terry ile olagelmiştir. “Hiçbir spesifik kültüre dayanmayan ama bütün kültürlerin ritmik yapılarını bir arada kullanarak beden perküsyonunu günümüz haline getirmiştir.” Dünyanın çeşitli yerlerindeki birçok gelenekte vücud bulmuş bilginin en eski biçimlerinden olan Beden Müzikleri, üzerinde çalışılabilecek çok değerli bir malzeme sunuyor bizlere. Bunlar, Keith Terry’nin deyişiyle “kinestetik kütüphaneler” oluştururlar ve içlerinde çeşitli bellekleri ve kültürel mirasları barındırırlar.(Keith Terry, çeviren Meltem Ahıska) Türkiye’de ise bu oldukça yenidir. Yeni olmasına rağmen hızla yayılmakta ve gelişmektedir. Devamı için tıklayın.