Kekemelik, konuşma akıcılığında bozulmalarla karakterize edilen bir konuşma bozukluğudur. Genellikle çocukluk çağında ortaya çıkan bu durum, bireyin iletişim becerilerini ve sosyal etkileşimlerini etkileyebilir. Kekemeliğin kökeninde bir dizi faktör bulunur; bunlar arasında psikolojik nedenler önemli bir yer tutar. Devamı için tıklayın.
Türkiye’de psikolog olabilmek için bölümü Türkçe okumanın ana dil kolaylığı ve öğrencilerin iş yükü açısından avantajlı olduğunu söylemek mümkün. Ancak, İngilizce okumak hem… Devamı için tıklayın.
Günümüzde bu tek tip ideal vücut algısıyla ve yarattığı olumsuz etkilerle baş edebilmek adına çeşitlilik içeren hesaplar açılsa da genel olarak hala sayıları yeterli değil. Dolayısıyla biliyoruz ki sosyal medyada paylaşılan içeriklerin çok büyük bir kısmı efektli, filtreli, editlenmiş hatta photoshoplanmış paylaşımlar. Devamı için tıklayın.
Sınırlar, kendimizi nasıl rahat hissettiğimizin ve etkileşimde bulunduğumuz kişilerden beklentilerimizin yönergeleridir. Devamı için tıklayın.
Sürekli duyduğunuza emin olduğum bir tanıyı açıklamak isterim: Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu yani kısaca DEHB. Devamı için tıklayın.
Utanç ve diğer sosyal rahatsızlıklar tarafından tetiklenebilir. Gülmenin bulaşıcı etkisi insanın psikolojisine olumlu yönde etki ettiği gözlemlenmiştir. Yapılan bir araştırmada insanlara tanıdıkları ve tanımadıkları insanların gülüşleri gösteriliyor ve insanların tanıdıkları kişilerin gülmesini gördüğünde güldükleri saptanıyor. Araştırıldığında ise insanların, samimi gülümsemeleri ve yapmacık gülümsemeleri birbirinden ayırdıkları ve samimi gülücüklere karşın istemsiz bir tebessüm oluşturdukları gözlemlenmiştir. Aslında bu durum günlük hayatımızda da oldukça karşımıza çıkan bir durumdur. Yeni tanıştığımız insanlar ile iletişim kurarken, o insanlarda hissettiğimiz o samimiyetsiz gülüşlerin farkına varır ve o insandan uzaklaşmaya başlarız. Devamı için tıklayın.
Çocuğunuzun üzüntünüzü veya telaşını görmesinden korkmayın. Çocuk bunun üzücü olduğunu, sıradan bir olay olmadığını bilmeli. Eğer çocuk bunun üzücü ve önemli olduğunu kavrayamazsa ne yazık ki toplumsal olaylara duyarsız bir yetişkine dönüşebilir. Devamı için tıklayın.
Günümüzde en sık yapılan hatalardan birisi çocuk işgücü kavramı ile çocuk çalışması kavramının karıştırılmasıdır. Bu nedenle bu kavramlar arasında ayrımı yapmak gerekir. Çocuk işgücü, çocuğun eğitimini engelleyen, çocuğun fiziksel, duygusal, zihinsel, ahlaksal ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen işlerde çalışan çocuklar olarak tanımlanmaktadır. Çocuk çalışması ile ise, çocuğun eğitimini engellemeyen, çocuğun fiziksel, zihinsel, duygusal, ahlaksal ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkilemeyen işlerde çalışan çocuklar kastedilmektedir. Devamı için tıklayın.
Kitabın diğer bölümlerin Frankl’ın tüm yaşadıkları ve anlam arayışı ışığında kurduğu bir ekol olan logoterapiden bahseder. “Logos” Yunanca’da anlam manasına gelen bir kelimedir. Logoterapi de kişinin hayattaki anlam arayışının son bulmasının birçok şeyi düzenleyeceğini savunan bir terapi şekli. Devamı için tıklayın.
Toplumlardaki diğer bir güçlü inanış ise asıl güçlüğün “sevilecek nesne” bulmak olduğu yönündedir. Çünkü sanayileşen toplumda nesnenin önemi yetinin öneminden fazladır. Bugün de çokça şahit olduğumuz maddi geri dönüşü olmayan şeylerin emek vermeye değmeyeceği düşüncesi o zamanki düşünceden farklı değildir. Devamı için tıklayın.