Yaşarken, onlarca güzel eser kaleme alıp birçok öğrenci yetiştiren insanlar için, öldükten sonra “aramızdan ayrıldı…” deyimini kullanmak hiç de mantıklı durmuyor. Engin Geçtan da bu şekilde aramızdan ayrılmış olmasına rağmen aramızdan ayrılmayanlardan…
21 Şubat 2018’de hayata gözlerini yumdu Engin Geçtan… Arkasında “Hayat, Zamane, İnsan Olmak Kimbilir, Seyyar, Rastgele Ben ve Kızarmış Palamamutun Kokusu“ gibi birçok eseri bırakarak.
Bilgiyi aktarmanın tek yolunun katı bilimsel çerçeveler olmadığını hepimize göstermiş oldu.
Kitaplarındaki şiirsel dil, hem kitap isimlerine hem de kapak tasarımlarına yansıdı. Kitabı elinize aldığınızda hissettiğiniz masalsı duygu ve mesela “Hayat” kitabının kapağında adeta “geçip gidiyor” mesajını verir gibi duran göçmen kuşlar bize salt bilgiden daha fazlasını anlattı. “İrfan” ile “bilginin” nasıl bir denge ile ele alındığını kitapları aracılığı ile hissetmiş olduk.
Kitap girişlerindeki samimi ön sözler içimizdeki gereksiz büyüklenmelerimize ara vermemizi sağladı.
Düşünsenize koca profesör oturmuş en samimi duygularını, en içten fikirlerini sizinle kitabı aracılığı ile de olsa paylaşıyor. Bunu yaparken ne lakayt bir bohemin hafifliğine ne de nasırlaşmış duygulara sahip bir bilgenin sıkıcılığına düşmüyor.
Bugün hem Engin Geçtan’ı anmak hem de birkaç kitabını daha yakından tanımak için bu yazıyı kaleme almak istedim. Umarım bu değerli bilim insanının ve eserlerinin daha fazla okuyucu ile buluşmasına küçük de olsa bir katkım olur.
1. Hayat: Giriş kısmında da kısmen değindiğim kitap güçlü ismi ile bizlere geniş bir ufkun kapılarını aralıyor. Hem mesleki kazanımları hem de görüşme yaptığı bireylerden edindiği ilham ile yazılmış değerli bir eser.
Kitabın giriş kısmında “yıllardır iç dünyalarını benimle paylaşan insanlar olmasaydı herhalde bu satırları yazıyor olmazdım…” diyerek minnettarlığını da paylaşmıştır.
Kitabın ana bölümü ise Suziki’nin güzel bir sözü ile başlıyor; “…İçsel yaşantılarımız konuşma dilinin sınırlarını fazlasıyla aşar.” Sonrasında ise zamanı; şimdi, geçmiş ve gelecek doğrusu üzerinden ele alarak içsel bir hayat yolculuğuna çıkarıyor bizleri. Her bir satırı etkileyici ve “özetlenmiş” bilgeliklerle dolu olan bu kitap hem mesleki bakış açısına hem de iç dünyanıza iyi gelecek.
2. İnsan Olmak: Bu kitap ilk sayfaları itibari ile size bir antropoloji ansiklopedisi okuyormuşsunuz hissi verebilir. Aslında giriş bölümleri adının tam olarak somut bir karşılığı. İnsan olma sürecini özetleyen akıcı ve mantıklı bir serüveni ihtiva ediyor. Devamında ise insanı insan yapan duygusal ve bilişsel süreçlere değiniyor.
Psikolojik süreçler felsefi bir yaklaşımla ele alınıyor. Anne-baba, çocuk, korku, kaygı, yalnızlık ve sorumluluk gibi yaşamın belki de “sorunsallı” parçaları diyebileceğimiz olguları bilişsel bir çözümle tekrar inceleniyor.
Kitabın kapağın da ise sürrealist ressam René Magritte’ye ait bir tablo mevcut. Ama tabloya bir ekleme yapılmış. Dağın üzerindeki kaya parçasının en ucuna adeta kendini göstermeye çalışan ama toplumdan soyutlanmış bir insan silüliyeti yerleştirilmiştir. Sürrealist bir resme sürrealist bir ekleme ile yine masalsı bir görüntü oluşturulmuş.
3. Rastgele Ben: Bu bir yolculuk hikayesi. İnsanla çevresi arasındaki iletişime dair notlar içeriyor.
Satır aralarında çabanın, istemenin ve gayretin nasıl sihre dönüştüğünü anlatıyor.
Kitabı okuyanlar, serüvenini samimi bir şekilde anlatan filozof bir seyyahı dinliyormuş hissine kapılabilir. Bu haliyle George Gurdjieff’in hikayesini anımsatmıyor değil. Hal böyleyken kitabı Gurdjieff’in “Songs of Sayyids and Dervishes” isimli parçasıyla birlikte okumak daha bir lezzetli oluyor. Tavsiyemi dikkate alırsanız kitapla çok huzurlu ve dingin bir zaman geçireceğinizi garanti ediyorum. :)
Kitabın son cümlesinde dediği gibi; “Cümleten iyi yolculuklar…”
4. Seyyar: Kitabın 2010 yılına ait 3. baskısının önsözünü okurken Engin Gençtan’ın ne kadar renkli bir kişiliğe sahip olduğunu anlıyoruz. Öğretim üyeliği ve kitap yazarlığı dışında bir de “DJ”lik deneyimi var.
Seyyar, bir söyleşi kitabı. Yine önsözden anladığımıza göre adını da söyleşi sırasında yapılan hayali gezinmelerden alıyor.
Yakın tarihin Ankara’sından, İzmir’inden ve İstanbul’undan izler taşıyan kitap, Engin Geçtan’ın mesleki servüni, kitapları ve kişisel hikayesine ışık tutuyor.
Engin Geçtan’ı her yönüyle daha yakından tanımak için Seyyar’la kısa ama derin bir yolculuğa çıkmanızı tavsiye ederiz.
5. Zamane: Bu kitap Engin Geçtan’ın fantastik kurguya olan ilgi ve becerisi gözle önüne seriyor. Daha ilk sayfalarda zaman akışlarının üstü üste binişi ile Guy Ritchie filmlerini andıran bir zaman algısına sebep oluyor.
Zamane, yazılış biçimi ve değindiği konularla meşhur “Denemeler” kitabını andırıyor. Ama ondan daha sistemli ve daha felsefik bir derinliğe sahip. Engin Geçtan’ın diğer eserlerinde olduğu gibi Zamane’de de kısa bir tarih turu var.
Geçmiş yaşantıların çocuklarda bıraktığı izler ve bu izlerin ilerleyen yaşlara yansıması; bireysel duygu durumlarının toplumsal dönüşümdeki yeri ve algıların toplumları biçimlendiriş şekli gibi derinlikli konular sıkça ele alınmış…
-------------------------------
Bu yazımızda Engin Geçtan'ın 5 kitabını ele aldık. İkinci bölümde görüşmek üzere.