Dolmuşta İnecek Var Diyemeyen İnsan
23 Aralık 2016 CumaGüncel
Evet bazılarına garip gelebilir bu başlık. Ama emin olun var. Dolmuşta, otobüste ve diğer toplu taşıma araçlarında durağına gelmiş olmasına rağmen "inecek var" diyemeyen insanlar var.
Nereden mi biliyorum? Kendimden. Lise yıllarımda çok defa kendi durağımda inemediğim olmuştur. Ya durak geçtikten sonra "inecek var" diyen başka bir yolcuyla birlikte ya da hiç riske girmemek için bir önceki durakta inen kişinin yanında inivermişimdir.
Bazılarınızın "olur mu canım öyle şey" dediğini duyar gibiyim. Olur. Etrafınızda küçük bir anket yaparak kaç yakınınızın böyle olduğunu tespit edebilirsiniz.
Metrobüslerde önünde beklediği kapı açılmayan yolcuların da durumları aynı. Bir türlü gür bir sesle öne doğru "kaptan orta kapı" diye bağıramıyorlar. Ağızdan ağıza kaptana ulaştırılırsa ne ala. Ama böyle bir şans yoksa bir sonraki durağa kadar sizle birlikte yolculuk etmeye devam ediyor bu insanlar. Yani benim gibi insanlar, yani ben...
Bunun psikoloji bilimi açısından elbette farklı açıklamaları sebepleri vardır. Ama benim açımdan tanımlaması çok kolay. İnsanlara rahatsızlık vermiş olma düşüncem. "Benim gürültümü başkaları çekmek zorunda değil" algısı. Bu algı nasıl ve ne zaman oluştu bilemiyorum.
Tabi şimdilerde daha iyiyim bu konuda. Hatta bazen başkaları yerine bile bağırabiliyorum. Fobim zaman zaman nüksetse de eskisine nazaran daha iyiyim.
Benzer durum büyük salonlarda konferans, seminer vs dinlerken de oluyor. Konuşmacı her an beni işaret edip "sizin bu konudaki düşünceniz nedir?" diyecek diye ödüm kopuyor. Kimi zaman da soru sorma isteği duyduğumda adeta duygusal bir koma yaşıyorum. "Soruyu nasıl sorsam?" "İnsanlar ne düşünür?" "Ses tonu mu iyi ayarlayabilir miyim?" "Acaba konuşmacı sorumu saçma bulup beni küçük duruma düşürür mü?" "Acaba sorduğum soru çok mu basit olur?" gibi bir sürü kriz üşüşüyor beynime. Her yaştan insanda oluşuyor bu duygular. Ve bazen sizin soramadığınız soruyu başkası pat diye soruveriyor. Üzülüyorsunuz, ben de sorabilirdim diyorsunuz ama iş işten geçmiş oluyor.
Sanırım bunun adı sosyal fobi. Bence çok zararlı değil. Biraz gerilimden bir şey olmaz. Aksine bir de çok saçma soruları cesurca soranlar var. Onların yerine utanmak ta bana düşüyor. Sonra neden bu tür duygulara kapıldığımı düşünüp duruyorum.
Toplu taşıma araçlarına geri dönecek olursak şöyle bir özet yapabiliriz; hakkım olan basit bir şeyi talep edecekken sesimi yükseltemiyorum ve bu durum beni mağdur ediyor. Son günlerde bu tür toplu taşımalarda dikkat ediyorum, şoför aracı ne kadar hızlı ve agresif kullanırsa kullansın kimseden ses çıkmıyor. Onlar da benim bir değişik versiyonum.
Bu problemi bir şekilde yenip iyi bir toplumsal iletişimi yakalamam gerekir diye düşünüyorum.
Ve şimdi müsait bir yerde inecek var...
Hayat Editörü