“Dü dü düt” ya da “Yetersiz
bakiye” seslerini hatırlarsınız. Birisi size geçiş üstünlüğü diğeri ise durma
zorunluluğu getirir. Bakiyeniz yetersizse eskiden olduğu gibi “Fazla bileti
olan var mı?” diye soramıyorsunuz ; en azından İstanbul için soru “ Fazla
akbili olan var mı?” şeklinde oluyor. Tabi burada kastedilen Akbil’in kendisi
değil içindeki bakiye.
Eğer bunu soracak cesaretiniz
yoksa otobüsten inip dolum yapacak bir otamat ya da büfe bulmanız gerekiyor.
Sizin o seslerle olan ilişkiniz
bu noktada son buluyor. Ama şoför bey için işler o kadar kolay değil. Sabah
08:00’da ya da daha erken başladığı mesai bu sesi belki binlerce kez duyarak
devam ediyor. Bitmek bilmeden “dü dü düt..” ya da “yetersiz bakiye..” sesini duyuyor.
Daha önce bu konuda bir çalışma
yapılmış mıdır bilemem. Ama ben ofiste çalıştığım ve telefonların çok fazla
çaldığı zamanlarda aynı sesi duymaktan ne kadar rahatsız olduğumu çok iyi
hatırlıyorum. Telefon üreticileri de bu problemden haberdar ki ofis telefonların
içine 8-10 tane farklı melodi eklemişler. Günler içinde değişmeli olarak
melodileri kullanabiliyorsunuz.
Bazı meslek dallarında böyle
imkanlar yok. Ama şimdi aklıma geldi “neden olmasın ki?” yani keşke şoförler de
bu sesleri istedikleri zaman değiştirebilseler. Çünkü çekilecek çile değil.
Anneler için de benzer bir durum
var. Özellikle çalışmayan anneler çocuklarının sesine karşı tahammülsüz
olabiliyorlar. Sabahtan akşama kadar farklı tonlarda “annneee” sesini duya duya
bir hal oluyorlar.
Akşam baba eve gelince taze ve
sevimli bir çocuk sesi duyuyor ama anne için ses çok rahatsız edici. Baba kısmı
sabahtan beri bu sese maruz kalmadığı için anlam veremiyor. Ama hafta sonları
anneyi anlamak için iyi bir fırsat.
Lütfen sürekli aynı sese maruz
kalan insanlara karşı biraz daha anlayışlı olalım.
Bonus: Sesin etkileme biçimleri
ile ilgili bu güzel videoyu izleyebilirsiniz. Hem kişisel olarak hem de
eğitimsel anlamda ses-ortam-kişi ilişkisini çok güzel anlatmış.