Herkes için aynı duyguları hissettirmiyor olabilir bu işler. Fakat mutlaka çevremizdeki insanlardan "ütü yapmayı çok seviyorum" "bulaşık yıkamayı çok seviyorum" diye şaşırtıcı cümleler duymuş olabiliriz.

Sanırım bunun sebebi yaptığımız işin bize sunduğu düşünme ve hayal kurma fırsatı.

Düşünsenize elinizde ütü, hafiften bir sıcaklık vuruyor yüzünüze, ara sıra "cossss" diye çıkan buhar... Gel de güzel bir film yazma kafandan. Gel de dinlediğin müziğin klibini sen çekme.

Sadece ütü mü? Bulaşık yıkamak da iyi bir yazar olmak için güzel bir fırsat. Telefonunuzdan bir müzik açıyorsunuz. Bir yandan şarkıya eşlik ederken bir yandan da yeni projelerinizi bir bir hayata geçiriyorsunuz. 

Nadir de olsa yapamadığınız sözlü kavgaları yapıyorsunuz hayalinizde. Kızgın kızgın bakıyorsunuz bardaklara, kaşıktan alıyorsunuz hırsınızı.

Ama bizden uyarması, bunları yaparken etrafta çok kimsenin olmamasına dikkat edin. Yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermeyelim.

Evet hayaller Pixar Studio gerçekler Mintax olsa da bir gün güzel başarılara imza atacağınız işlerin giriş kapısı olabilir o lavabo.

Ya da kendinizle ilgili çözemediğiniz bazı problemlerin çözüme kavuştuğu yer olabilir ütü masasını başı. Ütü masası demişken en yorucu işlerden biri de ütü masasını toplayıp kaldırmak. Her kapatışta elim bir yerlere sıkışacak mı diye tedirgin oluyor insan. Sonra bir de onu saklayacak bir perde arkası lazım.

Ama bazı aileler bu sorunu daha kökten çözmüş. Bir odalarını bu tür işler için ayırmış. Odaya girdiğinizde sizi sıcak buhara maruz kalmış yumuşatıcı kokuları karşılıyor. Sonuçta bu da bir çözüm. Riski de az.

Problemlerimizi çözmek için her etik yol mubah. Kimseyi memnun etme zorunluluğumuz da yok. Ev sizin, yaşam sizin.

Bulaşık yıkarken kendinize kalan zamanı da en verimli şekilde değerlendirmek sizin hakkınız.

İyi ütüler, iyi bulaşıklar.