Gelişen ve büyüyen çocukların her yaş döneminde farklı korku ve kaygıları olabilir. 4 yaş civarında çocukların gece korkusu yaşadıkları bir dönem vardır. Bu dönemde karanlıktan korkabilir, gece korkunç rüyalar görüp ebeveynlerin yanına gelmek isteyebilirler. Gelişen ve olgunlaşan çocuk beyninde, soyut kavramlara merak salmayla birlikte bu davranışların gözlemlenmesi normaldir. Bu süreçte ebeveynler aşağıda belirteceğimiz noktalara dikkat etmelidir; Devamı için tıklayın.
‘Bütün dünya bana karşı geliyormuş gibi hissediyorum. Annem babam bile bir şey istediğimde sürekli bana hayır diyor. Beni hep durdurmaya çalışıyorlar. Durmadan şunu yap, bunu yap diye emir veriyorlar. Oysa ben ‘benim’. Benim kendi aklım var. Bu yüzden annem babam bana yap dediklerinde ‘Hayır’ demek zorundayım. Eğer hayır demezsem, kendimi yalnızca anne ya da babamın bir parçasıymış gibi hissediyorum. Ama ben benim. O yüzden istediğim zaman hayır diyebilirim. Çünkü ben güçlüyüm. İstediğim şeylere ben karar verebilirim. Masada nereye oturmak istersem oraya otururum. Kaşığımı tabağıma durmadan vururum. İnsanlar benim burada olduğumu çıkardığım ses sayesinde anlayabilirler. Devamı için tıklayın.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite günlük hayatımızda en sık duyduğumuz kavramlar arasına girmeye başladı. Keşfetmeye meraklı, ödev alışkanlıklarında problem yaşayan çocuklar için ebeveynler ‘Dikkat dağınıklığı var bizim çocukta, hiperaktif bizim ki…’ gibi etiketlemelerde bulunabiliyorlar. Bu tanıyı koymaya yardımcı olmak için gerçekleştirilen testlerden biri de MOXO. Devamı için tıklayın.
Farkındalık; çocuklarımızdan sorumlu olduğumuzu düşündüğümüz zamanlarda, odak noktamızı çocuktan uzaklaştırmak ve kendimize çevirmekle başlıyor. Çünkü ebeveyn olmak çocuğunuzla ilgili değil, sizinle ilgili bir durum. Kriz yaşadığımız ve gerginleştiğimiz anlarda, ilk yapmaya çalıştığımız, çocuğumuzu sakinleştirmek oluyor. Yolun ortasında kırmızı top isterken, ona mavi top aldığınız için ağlamaya başlayan ve kendini yere atan çocuğunuz düşünün. O anda, tüm gözler sizin üzerinizdeymiş gibi hissedebilirsiniz. Devamı için tıklayın.
Örneğin, gece uykularında problem yaşayan bir çocuk, ara sıra kabus görüyorsa, sabah dinç bir şekilde uyanabiliyorsa ve gün içerisinde derslerine katılabiliyorsa, günlük işlevselliğini yerine getirebildiğini düşünürüz. Fakat çocuk, sabah uykusunu alamadan kalkıyor, gün içerisinde dersine odaklanmakta zorlanıyor ve devam edemiyorsa işlevselliği zarar görmüş diyebiliriz. Devamı için tıklayın.
Soruları cevaplandırma tarzı ve ses tonu da çok önemlidir. Bu gibi konularda yetişkinler sorulan sorulara başka anlamlar yükledikleri için utanç duygusu yaşayabiliyorlar. Dolayısıyla içinde bulundukları duygu durumunu ses tonlarına, mimiklerine yansıtıyorlar ve aslında çocuğa “sen şu anda yanlış birşey soruyorsun bana bir daha böyle şeyler sorma” mesajını vermiş oluyorlar. Bu sebeple bu tarz soruları cevaplandırırken ses tonumuzun ve mimiklerimizin diğer zamanlardan farklı olmamasına özen göstermeliyiz. Devamı için tıklayın.