Psikoloğa Neden Gitmeliyiz?
7 Mart 2019 PerşembeBireysel Danışmanlık
Çoğu birey için psikoloğa başvurma kararı zorlayıcı bir süreçtir. Anne- babalar çocuklarıyla farklı yöntemlerle baş etmeye çalıştıktan sonra, problem sayılan davranış sonlanmayınca psikoloğa gitmeye karar verebilirler.
Psikoloğa ne zaman başvurmalıyız sorusunun net bir cevabı olmamakla birlikte, bireyin veya çocuğun işlevselliğini etkiliyorsa bu kararı almak gerekir. İşlevsellik, bireyin günlük yaşantısını devam ettirebilmesidir.
Örneğin, gece uykularında problem yaşayan bir çocuk, ara sıra kabus görüyorsa, sabah dinç bir şekilde uyanabiliyorsa ve gün içerisinde derslerine katılabiliyorsa, günlük işlevselliğini yerine getirebildiğini düşünürüz. Fakat çocuk, sabah uykusunu alamadan kalkıyor, gün içerisinde dersine odaklanmakta zorlanıyor ve devam edemiyorsa işlevselliği zarar görmüş diyebiliriz.
Bunun dışında yaşamın ilk 5 yılının kişilik gelişimi için çok önemli bir dönem olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu dönemde çocuğun gelişim takibi için bir psikologla görüşmek, yakından takip etmek için çok faydalı olacaktır.
Ebeveynler veya yetişkinler psikoterapi sürecine başladığında hızlı bir çözüm bulacaklarına, problemin hemen çözüleceğine inanırlar.
Fakat yapılan araştırmalar, ilk değişim sinyallerinin genellikle dört haftalık sürecin sonunda başladığını, kalıcı bir değişim elde etmek için ise uzun bir psikoterapi sürecine ihtiyaç duyulduğunu göstermiştir. Şüphesiz bu süreci önceden kestirmek mümkün değildir. Terapi süreci başladıktan sonra oluşturulan yol haritasında sürece dahil çıkarımlarda bulunulabilir.
En sık merak edilen konulardan biride problemlere kesin çözüm bulunacağına emin olmaktır. Problemin ne zaman başladığı, ne kadar zamandır sürdüğü, somatik bir kaynağının olup olmadığı gibi farklı etkenler bu soruyu doğru cevaplamak için gereklidir.
Terapide önemli esaslardan biri de rutin ve devamlı katılım sağlamaktır. Süreç ilerledikçe ve olumlu etkileri gözlemlenmeye başladıkça, danışanın terapiye olan inancının artmasıyla paralel olarak çözüm bulunacağına emin olunmaktadır.
Klinik Psikolog Damla Ardacoşkun