Suçluluk Duygusu ve Kendinden Nefret Etme

Suçluluk Duygusu ve Kendinden Nefret Etme

Ne güzel söylemiş Dr. David Burns: “İmkansız -meli, -malı cümleleri sadece üzüntü verir.” Aslında cümle tam olarak bu şekilde değil ancak ben sizin için özetlemiş oldum.


İnsan olarak her an, her durumda mükemmel olamayız. Mükemmel olduğumuz yerler ve mükemmel olmak istediğimiz zamanlar mutlaka vardır. Ancak gücümüz ve kabiliyetlerimiz sınırlı.

Bunun yanında, yine insan olmaya bağlı olan güçsüzlüklerimiz, hatalarımız ve pişmanlıklarımız da olabilir. Bunlar da normal sayılabilir. Önemli olan bu tür durumlar karşısında duygularımızı nasıl yönettiğimizdir.
İstemli ya da istemsiz eylemlerimizin sonucunda ortaya çıkan duygular, her bireyde farklı tip ve ölçüdedir. Yaşanan bir başarısızlığa sizin yüklediğiniz anlam “öldüm, bittim, mahvoldum, rezil oldum” gibi ağır bir içeriğe sahipse yükünüz ağır demektir.

Bu noktada, “pişmanlık” ile “suçluluk” duyguları arasındaki farka bakmakta fayda var.
Pişmanlık; yaptığınız eylemin sonucunda ortaya çıkan zararın farkında olmaktır.
Suçluluk duygusu ise eylemin duygusal yükünün benliğinize yüklenmesi ile ortaya çıkar. Dolayısıyla “suçluluk duygusu” döngüsünde bireyin kendisine karşı pozitif algıları giderek azalır. Bu durum devam ettiğinde, sonucu “depresyona” varan duygusal bir kısır döngünün içine girilir.

“Ben beceriksizim, ben kötüyüm, ben işe yaramazım, ben başarısızım, ben korkağım…” vb. gibi bilişsel çarpıtmalar, kendinize olan saygınızı yavaş yavaş yok eder.

Başınıza gelen ya da sizin tarafınızdan yaratılan “kötü sonuçlu” olayların bu tür duyguları ortaya çıkarması muhtemeldir. Sahip olduğunuz herhangi bir bağımlılık da bu duyguları ortaya çıkarabilir.
Örneğin, alışveriş yaparken ipin ucunu kaçırıp fazladan harcama yapan bir baba “Ben kötü bir babayım, çocuklarımın rızkını yedim, aslında bunların yerine şunları alabilirdim, ben düşüncesiz, bencil ve kıt akıllı bir insanım” gibi söylemlerde bulunabilir. Bu tepkilerin, kendini daha kötü hissetmekten başka bir işe yaramadığını söylemek gerekir.

Bunun yerine, böyle bir kontrolsüzlüğe neyin sebep olduğunu düşünüp bir dahaki sefere aynı duruma düşmemek için neler yapılması gerektiğini ciddi bir şekilde düşünmek, daha sağlıklı ve daha işlevseldir.
“Suçlu hissetmenin” beraberinde getirdiği değersizlik hissi ile başa çıkmak ise oldukça güçtür.

Eğer bu ve buna benzer durumlar yaşıyorsanız mutlaka bir psikologdan destek alın.

 


Klinik Psikolog Dilan DurmazKlinik Psikolog Dilan Durmaz

Yorumlar

Kayıtlı yorum bulunmamaktadır.
İlk yorum yazan siz olun.