Yanlış Tanı Kurbanı Çocuklar

Yanlış Tanı Kurbanı Çocuklar

Günümüzde hemen hemen her çocuk bazı testlere tabii tutulmaktadır. Bu testler, öğrencide bir sorun olduğunu düşünen öğretmenler ya da okul psikologlarının yönlendirmesi ile yapılmaktadır. Bunun yanında ailenin ev içindeki gözlemi sonucu bir uzman ile görüşülerek de test uygulamaları  yapılabilmektedir.

Uygulanan bu testler çocuklarda gözlemlenen ve uzmanın var olduğunu düşündüğü sorunla ilgili destekleyici bilgiler verir. Ancak bu testler her zaman için %100 doğru tanının konması için yeterli olmayabilir. Testlerle birlikte yapılan gözlemin ve belki de danışılacak başka bir uzmanın görüşlerinin de önemi büyüktür. Aksi halde birey yanlış tanı kurbanı olabilir.

Bu durumda o çocukların tüm hayatları değişebilir ve farklı zorluklarla  karşılaşabilirler.

“Yanlış tanı” konmasının iki farklı sebebi olabilir. Bunlardan birincisi “yanlış test uygulaması” ikincisi ise “test uygulayan uzmanın yeterliliği”...   

Yanlış tanının yanında özellikle ailelerin çevrelerinden aldığı duyumlarla çocukları için uzmanı zorlayarak zeka veya yetenek testlerine sokmak istemeleri de gözlemlenmektedir. Bu noktada zeka testlerinin aile talebi ile uygulanmayacağını ve bunun etik olmadığını belirtmekte de fayda olduğunu düşünüyorum.

Uzmanlar tarafından yapılan testlerin sonucunda ise bir sorunu olan çocuklara çeşitli tanılar konulmakta ve ona uygun bir öğretim planı ve tedavi planı geliştirilmektedir. Yanlış tanı konan çocuk bu planlar doğrultusunda çok farklı ve içinde olmaması gereken bir atmosferde öğrenim almak durumunda kalabilir. Yaşanan bu olumsuz süreç çocuğun bütün eğitim hayatını ve dolayısıyla günlük yaşantısını ve kariyerini de etkileyecektir.

Bu çocuklar yetişkin bir birey olduğunda bu tanının travmasını ile “benlik saygılarını” kaybetme riski altına girecektir. Böylelikle yetişkinlik dönemi için farklı problemlerin de önü açılmış olacaktır.

Benim Hikayem...

Psikoloji bölümü öğrencisi olmak insanın kendini keşif yolculuğu ile ilgili de önemli veriler elde etmesini sağlamaktadır. Ben de severek okuduğum bu bölüm sayesinde geçmişime tekrar göz atma fırsatı elde ettim.

Ortaokul yıllarımda psikolog yönlendirmesi ile birlikte Rehberlik Araştırma Merkezi’nde bir teste tabii tutuldum ve o testin sonucunda ‘’özgül öğrenme bozukluğu’’ tanısı aldım. Bu tanının konulduğunu ise yıllar sonra öğrendim. O yıllarda uygulanan testin yaşıma ve seviyeme uygun olmadığını bu yüzden de yanlış tanı kurbanı olduğumu fark ettim.

Bunun etkileri bende yıllarca sürdü ve sürmeye devam ediyor. Bu tanının konması ve kaynaştırma öğrencisi olarak adlandırılmak özgüvenimi oldukça zedeledi ve akademik olarak kendime olan güvenimin kırılmasına, sürekli olarak başarısız olacağımı düşünmeme sebep oldu. Yaşadığım bu tecrübe testlerin ne kadar önemli ve tanı koymanın ne kadar dikkat gerektiren bir uğraş olduğu ile ilgili çok önemli bilgiler edinmemi sağladı.

Bu sebeple; “testi uygulayan uzman”, “danışana uygun olan test”, “testin uygulandığı ortam” ve “test sonrası farklı bir uzman görüşünü” ne kadar önemli olduğunun tekrar altını çizmek isterim.

Ben kendi hikayemi yeniden yazacak imkanı elde edebildim. Ancak herkesin aynı imkanlara ulaşması maalesef mümkün olmayabiliyor.

Son olarak bütün ailelere seslenmek istiyorum. Lütfen çevrenizden aldığınız bilgilerle çocuklarınızı zeka testleri olması için zorlamayın ve bu konuda uzmanlara baskı yapmayın.

Her zaman dediğimiz gibi “her çocuk özeldir...” ve iyi eğitimli bir uzman çocuğunuzun bu potansiyelinin ortaya çıkması için özveri ile çalışacaktır.

Sağlıklı ve bilgi dolu bir yaşam dilerim.

Başak SarıcaBaşak Sarıca

Yorumlar

Kayıtlı yorum bulunmamaktadır.
İlk yorum yazan siz olun.